Kuru Öksürük Neden Olur? Kuru Öksürüğe Ne İyi Gelir, Nasıl Geçer?

Kuru öksürük mukus üretimi olmayan boğazda gıdıklanma hissi ile ortaya çıkmaktadır. Soğuk algınlığı, grip ya da bronşitten sonra görülebilir. Bunların yanında kalp yetmezliği ve akciğer kanseri gibi hastalıklar da kuru öksürük nedenleri arasında sayılır. Bazı kişilerde kuru öksürüğün yanında göğüste sıkışma ve göğüs ağrısı da olabilir.

Kuru Öksürük Nedir?

Kuru öksürük, balgam veya mukus üretilmemesiyle ortaya çıkan verimsiz öksürük çeşididir. Kuru öksürük genellikle geçicidir ve aslında nadiren arkasında ciddi bir sebep yatar. Kuru öksürüğü balgamlı öksürükten ayıran farkı balgamın vücuttaki mikrobu atmaya, boğazı temizlemeye yardımcı olmasıdır, kuru öksürükte bu gerçekleşmediği için ataklar halinde gelebilen kuru öksürük oldukça rahatsız edicidir. üst solunum yolları enfeksiyonu olarak bilinir. Bunu yanında alerjiler ve virüsler de kuru öksürüğe zemin hazırlar. Evde uygulayabileceğiniz yöntemler ve bitkisel tedaviler kuru öksürüğe iyi gelir.

Kuru Öksürük Neden Olur?

Grip ve soğuk algınlığı döneminde ıslık ve mukuslu öksürük görülse de hastalığın sonlarına doğru kuru öksürük görülmektedir. Kuru öksürüğe çeşitli enfeksiyon, hastalık ve diğer faktörler neden olabilir. En yaygın nedeni üst solunum yolları enfeksiyonu ve bronşit olan kuru öksürüğün nedenleri şöyle sıralanabilir:

  • Soğuk algınlığı ve grip
  • Covid-19
  • Alerjiler ve astım
  • Bronşit
  • Çocuklarda görülen krup hastalığı
  • Gastroözofageal reflü hastalığı
  • Yüksek tansiyon
  • Reflü
  • Zatürre
  • Sigara tüketimi
  • Boğmaca
  • İlaçların yan etkileri

Bunların yanında soğuk hava, hava kirliliği, nemsiz bir ortam, toz, polen ve duman gibi nedenlerden de kuru öksürük ortaya çıkabilir.

Kuru Öksürük Nasıl Geçer?

Kuru öksürüğü, boğaz pastili emerek, boğazı sulu tutarak, sıcak duş alarak, yatağı yüksek tutarak ve öksürük önleyici ilaçlardan yararlanarak geçmesine yardımcı olabilirsiniz. Kuru öksürüğe geçiren yöntemler şunlardır:

Boğaz pastili kullanın

Bal, okaliptüs, mentol gibi bileşene sahip olan boğaz pastiller,, boğazda tahrişin azalmasına yardımcı olur. Böylelikle kuru öksürüğe karşı boğaz pastili tercih edilebilir.

Boğazı nemli tutun

Bol sıvı tüketimi yapmak hem vücudun hem de boğazın rahatlamasını ve nemli kalmasını sağlar. Bunun yanında mukus oluşumunu da engelleyerek inceltir  

Öksürük önleyici ilaçlardan yararlanın

Kişinin öksürük refleksini azaltan, geceleri öksürük krizine engel olabilecek öksürük kesici dekstrometorfan içeren ilaçlardan yararlanarak kuru öksürüğün geçmesini sağlayabilirsiniz.

Yatağınızı yükseltin

Vücudun üst bölgesini yüksekte tutarak geniz akıntısına engel olabilir böylelikle kuru öksürüğün geçmesine yardımcı olabilirsiniz. Bir yastık ya da destekleyici blok yardımıyla yatağınızı yükseltebilirsiniz.

Sıcak duş alın

Sıcak duş almak hem vücudu rahatlatır hem de buharın etkisiyle boğaz kuruluğundaki tahriş hafifleyebilir.

Kuru Öksürüğe Ne İyi Gelir?


Kuru öksürüğün semptomlarını azaltmak için evde uygulayabileceğiniz ve hazırlayabileceğiniz doğal yöntemler bulunur. Özellikle içerisinden antioksidan ya da bağışıklık güçlendirici besin ve takviyelerden yararlanmak kuru öksürüğe iyi gelir. Kuru öksürüğe evde de uygulayabileceğiniz iyi gelen yöntemler şöyle sıralanabilir:

Bal

Her türlü öksürüğe karşı tüketilen bal, bilinen en eski öksürük kesici besinler arasında yer alır. Bal, zencefil, limon, tarçın ve karabiber karıştırıldığında da hem boğaz tahrişini önler hem de kuru öksürüğü hafifletmeye yardımcı olur. Doğal bir anti-inflamatuar etki yaratan bal, enfeksiyonların hafiflemesinde de etkilidir.

Zencefil

Mide rahatsızlıklarına karşı etkili olan zencefil, kuru öksürüğe de iyi geldiğini bilinmektedir. Solunum yollarındaki kasların gevşemesine yardımcı olarak öksürük refleksinin baskılanmasını sağlar. Bal ile beraber tüketilen zencefil, çay ya da şeker şeklinden de yenebilir.

Sarımsak

Antibakteriyel ve antiviral etkisi bulunan sarımsak kan basıncını düşürür, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kuru öksürüğe iyi gelir. Soğuk algınlığın semptomu olarak ortaya çıkan kuru öksürüğe karşı sarımsak tüketmek faydalı olacaktır.

Zerdeçal

Anti-inflamatuar özelliği bulunan zerdeçal, uzun yıllardır alternatif tıp alanında kuru öksürüğe karşı kullanılır. Astım ve kuru öksürük gibi semptomların hafiflemesine yardımcı olur. Zerdeçal kapsül ya da çay olarak tüketilebileceği gibi bal ile karıştırılarak da kuru öksürüğe karşı tüketilir.

Tuzlu su

Tuzlu su ile gargara yapmak boğazdaki enfeksiyonu önler, boğazın nemli kalmasını destekler. Kuru öksürüğü hafifletmek için tuzlu su gargarasından yararlanarak kuru öksürüğün yarattığı tahrişin önüne geçebilirsiniz.

Bitki çayları

Ballı, limonlu bitki çaylarından yararlanarak bunu da su ile destekleyerek kuru öksürüğün hafiflemesine yardımcı olmak mümkündür. Nane, kekik, zerdeçal, meyan kökü, hatmi kökü ve zencefil gibi bitki çaylarını tüketmek kuru öksürüğe iyi gelir.

Bunların yanında hava nemlendirici kullanarak havayı nemli tutmak, bol sıvı tüketmek, buhar solumak boğazın nemli kalmasına yardımcı olarak kuru öksürüğe iyi gelecektir.

Kuru Öksürüğü Durdurmak İçin Bitkisel Yöntemler

Kuru öksürük hafif seyrediyorsa ve ateş, göğüs ağrısı gibi semptomlarla ilerlemiyorsa evde çare olarak bitkisel yöntemlerden yararlanmak mümkündür.  Kuru öksürüğe karşı evde yararlanabileceğiniz bitkisel çözümler şöyle açıklanır:


Mercan köşk

Kekik türü olarak bilinen mercan köşk, astım, bronşit ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı tüketilmektedir. Bu hastalıklarla ilişkili olan kuru öksürüğün de giderilmesini sağlar. 4 çay kaşığı kurutulmuş mercan kökünü sıcak suda demleyin. Gün 3 defa tükettiğinizde anti-inflamatuar etkisi sayesinde öksürüğün hafiflemesini sağlar.


Meyan kökü

Meyan kökü, boğaz ağrısının hafiflemesine ve boğazın nemli kalmasına yardımcı olan bileşenler içerir. Meyan kökü tüketmek kuru öksürüğe iyi gelmektedir. 2 yemek kaşığı meyan kökünü kaynar suya attıktan sonra 10 dakika demlenir ve süzülerek tüketilir. Meyan kökü kullanımında doz önemlidir. Uzun süreli kullanımda baş ağrısına ve yorgunluğa neden olabilir.


Hatmi kökü

Hatmi bitkisinin kökü olan hatmi kötü, eski zamanlardan bu yana boğaz ağrısına karşı kullanılmaktadır. Genellikle şurup ya da pastil şeklinde bulunan hatmi kökü kuru öksürüğe de iyi gelerek tahrişin önlenmesine yardımcı olur.


Kekik

Kekik, boğazdaki kasların gevşemesine yardımcı olarak içerisindeki timol bileşiği sayesinde kuru öksürüğe iyi gelir. Kekiği çay olarak tüketmek için 4 çay kaşığı kurutulmuş bitkiyi kaynara suya atarak demleyebilir ve süzebilirsiniz. Boğazı yumuşatmak için içerisine bal katarak da tüketmek kuru öksürüğe iyi gelmesini sağlar.


Kuru Öksürük Hakkında Sık Sorulan Sorular

Kuru öksürüğü hemen ne keser?

Ilık bir çay ya da su tüketmek, öksürüğün neden olduğu boğaz bölgesini ıslak tutarak kuru öksürüğe karşı hızlı bir önlem alınmasında etkili olur.

Bebeklerde kuru öksürük nasıl geçer?

Bebeğe sık sık su içermek ya da emzirmek boğazının yumuşamasını sağlayarak kuru öksürüğe iyi gelmesini sağlar.


Kuru öksürük ile ıslak öksürük arasındaki fark nedir?

Akciğer ya da hava yollarında biriken balgam öksürüğün mukuslu olmasına neden olur. Balgam biriktiği durumlarda nefes darlığı gibi problemler ortaya çıkabilir. Kuru öksürükte ise mukus bulunmamaktadır.

Kuru Öksürük Neden Olur? Kuru Öksürüğe Ne İyi Gelir, Nasıl Geçer? Polikliği Hekimlerimiz

  • Göz Sağlığı ve Hastalıkları
    Oy Ortalaması (10 votes)

Göz Sağlığı ve Hastalıkları

Bölümleri'nde rutin bir göz muayenesinin ilk adımını hastanın görme sorunuyla ilgili şikayetlerinin dinlenmesidir. Şikayetlerin özelliklerine göre rutin bir göz muayenesinde öncelikle, dış görünüm itibariyle kaşlar, göz kapakları ve gözlerin bakış pozisyonu gözlenir. Bilgisayarlı ORM (Otorefraktometre) ve retinoskop yardımıyla hastanın refraksiyon kusuru ölçülür. Her iki gözün gözlüksüz ve gözlüklü görme keskinlikleri tespit edilir. Biomikroskopi muayenesinde kirpikler, konjoktiva, kornea ve gözün diğer ön segment elemanları dikkatlice muayene edilir. Ardından göz tansiyonları ölçülür. Kırma Kusurları (Refraksiyon) Işık ve cisimlerin görüntüleri gözün saydam tabakası (kornea) ve lens tabakasında kırılarak retina üzerinde görme noktasına ulaşırlar. Normal bir gözde dışarıdan gelen ışınlar kornea ve lenste kırılarak görme merkezine düşerek net görüntüyü sağlar. Kırma kusuru ile birlikte korneada, lenste, görme tabakasında veya görme sinirinde bozukluklar meydana gelebilir. Kırma kusuru olan kişiler her yıl düzenli göz ve göz dibi muayenesinden geçmelidir. Kırma kusurlarının en önemli belirtileri görme azlığı gözlerde ağrı ve rahatsızlıktır. Uzağı görememe (miyopi), yakını görememe (hipermetropi), gözün yatay ya da dikey kırıcılarının farklı olması (astigmatizma) ve yaşa bağlı yakını görememe bozukluğu (presbiyopi) kusurlara verilen adlardır. Kırma kusurları olan kişiler net görebilmeleri için çeşitli alternatifler vardır. Uygun gözlük, lens ya da excimer lazer tedavisiyle kırma kusurları düzelebilir. Göz muayenesi ile retina dekolmanı, hipertansiyon, beyin tümörü ve vücuttaki çeşitli hastalıklara ait belirtiler saptanabilir. Katarakt ve Tedavisi (Facoemülsifikasyon) Katarakt gözün içinde bulunan doğal merceğin saydamlığını kaybetmesidir. % 90 oranında yaşa bağlı ortaya çıkar ama bebekler dahil her yaş grubunda görülebilir. Ağrısız görme kaybı, kamaşma veya ışığa duyarlılığın artması, renklerde soluklaşma ve sararma, gece görüşün bozulması kataraktın sık rastlanan belirtilerindendir. Kataraktın tek tedavisi ameliyattır. Hastanelerimizde dünyada geliştirilen son yöntem FAKO (Facoemülsifikasyon) tekniği ile katarakt ameliyatı yapılmaktadır. Göz içine konulan merceğin kalitesi ve cinsi ameliyat başarısını etkileyen en önemli faktörlerdendir. Hastanelerimizde FDA (Amerika Sağlık Bakanlığı) onaylı asferik dizaynlı özel kaplama ve filtreler içeren göz içi mercekleri kullanılmaktadır.

Hastanın tercihine göre uzak-yakın uyumlu (multifocal / trifocal) göz içi mercekleri de kullanılabilmektedir. Glokom ve Tedavisi (Göz Tansiyonu) Glokom, göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması sebebiyle sıvının yeterli miktarda boşalmaması ve buna bağlı olarak göz içi basıncının yükselmesi sonucu oluşur. Yükselen göz basıncı görme sinirine hasar verir ve sinir ölümüne neden olur. Sinsice ilerleyerek hiçbir belirti vermeyen göz tansiyonu yükselmesi, ani körlüğe neden olabilen hastalıktır. Görme bulanıklığı, şiddetli göz ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma ve hareli görme glokomun bulguları arasındadır. Doktorunuz tarafından yapılan düzenli göz muayenesi glokomun saptanması için en etkili yöntemdir. Glokom nedeniyle gözde gerçekleşen görme kaybı geri döndürülemez. Damla tedavisi, lazer cerrahisi (argon lazer) ve cerrahi müdahaleler daha ileri kayıpların meydana gelmesini engellemek için uygulanır. Görme siniri durumunu belirlemek için tetkik yöntemleri olarak Optical Coherence Tomography (OCT), Nerve Fiber Analyzer (NFA) , korneal pakimetri ve bilgisayarlı görme alanı uygulanmaktadır. Pediatrik Oftalmoloji Kliniklerimizden bazılarında kullandığımız Pediatrik Otorefraktometre çocukların muayenesini kolaylaştırmıştır. Ölçüm için hastanın sadece metre uzaklıktan ışıklı bir diske bakması yeterli olacaktır. Yeni doğanda, 1 yaşında ve 3 yaşında rutin muayeneler gerekmektedir. Özellikle ailesinde göz bozukluğu olan çocukların için, erken teşhis ve tedavide yapılan muayenelerin faydası büyüktür. Şaşılık Bir noktaya bakarken gözlerin paralellik durumunun bozulmasına şaşılık denir. Şaşılığın nedenleri; gözlük ihtiyacı olupta kullanılmaması, gözü hareket ettiren kaslardaki anormallik, konjenital ve nörolojik problemler olabilir.

Kayma Paternleri İçe kayma (Esotropya) Dışa kayma (Ekzotropya) Aşağı Kayma (Hipotropya) Yukarı Kayma (Hipertropya) Şaşılık tedavisinde amaç görmenin arttırması baş pozisyonunun çift görmenin düzeltilmesi, göz hareketlerinin sağlanması ve estetik yakınmaların giderilmesidir. Cerrahi yöntemlerle şaşılık tedavi edilir. Oküloplastik Cerrahi Göz kapağının içe veya dışa dönmesi, göz etrafındaki kırışıklıkların düzeltilmesi, alt kapaktaki torbaların giderilmesi, göz yaşı kanal tıkanıklığının operasyonları, göz kapaklarının doğuştan, yaşlılığa bağlı ya da travma sonucu oluşan şekil bozuklarının giderilmesi, protez göz yapımı ve göz tümörlerini tedavisi ile ilgili branştır. Retina Hastalıkları RETİNA, VİTREUS VE MAKÜLA NEDİR? Retina, ışığa duyarlı milyonlaca hücreden oluşan görüntünün algılanmasını sağlayan ve göz küresinin arka duvarını kaplayan sinir hücreleri tabakasıdır. Algınanan görüntü görme siniriyle beyne ulaştırılır ve görme sağlanır. Göz küresi Fotograf makinasına benzetilirse retina ışığın düştüğü sensördür. Bu sensörün, merkezi ve keskin görmeyi sağlayan en ortadaki bölümü maküla olarak adlandırılır. Göz küresini dolduran ve yumurta akı kıvamındaki sıvıya da vitreus adı verilmektedir. Retina ve vitreus hastalıkları sıklıkla birbirleri ile ilişki halindedir. Sık Görülen Retina Hastalıkları Nelerdir? Şeker hastalığına bağlı diabetik retinopati Retina yırtığı ve retina dekolmanı Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) Maküla deliği Epiretinal membran (Maküler pucker) Retinal ven tıkanıklıkları Retinal arter tıkanıklıkları Retina Muayenesinde Hangi Tetkik ve Testler Kullanılır? Fundus Floresein Anjiografi (FFA) Optik Kohorens Tomografi (OCT) Ultrasonografi (USG) Retina hastalıklarının tedavisinde kullanılan yöntemler VİTREORETİNAL CERRAHİ Gözün içinde, göz boşluğunu dolduran vitreus denen jel kıvamındaki şeffaf yapı ve retina ile ilgili ameliyatlardır. Çeşitli nedenlerle (travma, şeker hastalığı, üveit, göz içi kanamaları gibi) vitreus bozulmakta ve görme kaybı gelişebilmektedir. Vitreus içinde zarlar oluşmakta retinada çekintiler yaparak retina yırtıkları ve retina dekolmanına sebep olabilmektedir. Ayrıca merkezi görmeyi sağlayan makulada delikler ve makula yüzeyinde ince zarlar oluşabilmektedir. Bütün bu bozuklukların tedavisi cerrahidir. Bu cerrahide göze girilerek, mikroskop altında ve retina görüntüleme sistemleri yardımıyla vitreus özel aletlerle göz boşluğunda yenerek yerine dengeli özel solusyonlar konmakta , kanamalar durdurularak , retina yüzeyinde oluşan zarlar soyularak temizlenmekte, dekolman olgularında retina altında biriken sıvı boşaltılarak retina yapışması sağlanmaktadır. Bu bir mikrocerrahidir. Operasyon sırasında lazer, zarları boyamak için çeşitli boyalar ve silikon, gaz gibi tampon maddeler kullanılmaktadır.

Bu operasyonlar dikişsiz olarak yapılmakta, ve operasyon ile anatomik ve fonksiyonel düzelme sağlanabilmektedir. İNTRAVİTREAL ANTİVEGF UYGULAMALARI Diabetik retinopati ve Yaş tip Yaşa bağlı makula dejenerasyonu ( sarı nokta hastalığı )gibi durumlarda anti-VEGF adı verilen göz içi ilaç uygulamaları yapılır. 4-6 hafta aralıklarla uygulanır. Enfeksiyon riskini en aza indirmek için ameliyathane ortamında yapılır. Göz damlalarla uyuşturulduğu için genelde ağrısızdır. Bazı hastalar kısa süreli hafif bir batma hissedebilir. ARGON LAZER FOTOKOAGULASYON UYGULAMALARI Diabetik maküler ödem veya yeni damar oluşumları (proliferatif diabetik retinopati) , retinal yırtıklar saptanmış ise lazer tedavisi de önemli bir tedavi yöntemidir. Arzu edilen göz içi kanaması olmadan yapılmasıdır. Göz içi kanaması fazla ise yapılamayabilir. KORNEA NAKLİ ( KERATOPLASTİ ) Kornea nedir? Kornea gözün dış tabakasının en önünde yer alan, şeffaf yapıda ve kubbe şeklinde bir dokudur. Bu şeffaf yapının hemen arkasında gözün rengini veren iris yer alır. Korneanın başlıca iki görevi vardır. Birincisi, gözün içindeki yapıları korumak, ikincisi ise dışarıdan gelen ışığı kırarak retina adı verilen ve görmeyi sağlayan sinir tabasına net bir şekilde odaklamaktır. Gözün en yüksek kırıcılığı kornea tabakasındadır, bu yüzden korneadaki bir bulanıklık veya şekil bozukluğu görmeyi ileri derecede bozar. Kornea nakli ne demektir? Kornea nakli, şeffaflığını yitirmiş ya da şekli bozulmuş kornea dokusunun çıkarılarak yerine ölüden alınan sağlıklı kornea dokusunun yerleştirilmesi ameliyatıdır. Göz nakli halk arasında yerleşmiş yanlış bir ifade olarak kornea nakli yerine kullanılmaktadır. Bugünkü tıbbın imkanları içinde gözde nakli yapılan kornea tabakasıdır. Göz küresinin nakli söz konusu değildir. Kornea nakli neden yapılır? Normalde şeffaf ve damarsız olan kornea dokusu, değişik sebeplerle, yara dokusunun oluşmasıyla ya da ödem (şişme) nedeniyle bulanıklaşabilir. Korneanın bulanıklaşması, gelen ışığın düzgün kırılamamasına ve görmenin azalmasına neden olur. Bazı durumlarda bulanık kornea ile beraber şiddetli ağrı da olabilir. Kornea nakli görmeyi düzeltmek, ağrıyı azaltmak ya da göz bütünlüğünü korumak için yapılabilir.

Hangi durumlarda kornea nakli gerekebilir? Göz cerrahisi sonrası korneanın şeffaf kalmasını sağlayan hücreler hasar görürse ve kornea bulanıklaşırsa Korneanın kubbe şekli bozulursa, örneğin konikleşirse (keratokonus) Kalıtsal geçiş gösteren bazı kornea hastalıklarında Enfeksiyon nedeni ile korneada yara dokusu ve yeni damarlanma olursa (örneğin, Herpes -uçuk virüsü- keratiti sonrası) Kazalar nedeniyle kornea bulanıklaşırsa veya bütünlüğü ağır derecede bozulursa Kornea nakli sonrası vücut dokuyu reddederse PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Prematüre Retinopatisi erken doğan bebeklerin gözlerinde görülen en önemli sağlık sorunlarından biri olarak tanımlanmaktadır. Bebeklerin gözlerindeki damarlar, bebek doğuncaya kadar gelişir. Erken doğan bebeklerde bu gelişme tamamlanmadığı için doğduktan sonra da devam eder. Prematüre bebekleri yaşatmak için yüksek konsantrasyonlarda verilen oksijen, gözdeki damarların anormal gelişmesine sebep olabilir. Bunun sonucunda ise damarlanması tamamlanmamış bebeklerin retinalarında kısaca ROP olarak anılan, Prematüre Retinopatisi hastalığı meydana gelir. Erken dönemde tedavi edilmezse her iki gözde de körlüğe neden olur. Bu nedenle erken doğan bebeklerin muhakkak göz doktoru kontrolünden geçmesi gerekmektedir. Prematüre Retinopatisi En Çok Hangi Bebeklerde Görülür? Normal bir gebelik 40 hafta ya da 280 gün sürer. Eğer 37 hafta tamamlanmadan önce doğum gerçekleşirse bebek prematüre kabul edilir. 2.500 gramdan az doğan bebeklere ise düşük doğum ağırlıklı bebek denir. Bu bebeklerin üçte ikisi prematüredir. Prematüre retinopatisinin en sık görüldüğü grup 1.000 gramın altında doğanlardır. Bu nedenle 1.500 gramın altında ve 32'inci haftadan önce doğmuş tüm bebeklerde mutlaka ROP muayenesinin yapılması gerekmektedir. Yenidoğan bebekler konusunda ROP'un erken tanısı ve tedavisi uzmanlaşmış çocuk doktorları ve oftalmalogların birlikte çalışması ile mümkündür. Ayrıca bebeklerde rastlanan akciğer, kalp damar rahatsızlıkları, ağır enfeksiyonlar ve beyinde yaşanabilecek problemler de retinopati riskini arttırmaktadır. Erken teşhiste tedavisi olup geç kalındığı zaman her iki gözde de körlüğe yol açar. Bebeklerin Göz Muayenesi Ne Zaman Yapılmalıdır? Doğumdan sonra 4-6 hafta arasında mutlaka göz muayenesinin yapılması gerekmektedir. Hafiften ağıra doğru beş evresi bulunan ROP tedavisinde başarı, hastalığın evresiyle ilintilidir. İlk iki evrede takip yeterli olurken, üçüncü evreden itibaren ise intravitreal anti-VEGF enjeksiyonu, lazer veya krio tedavisine başlanılması gerekmektedir. Çünkü hastalık en iyi tedavi sonucunu üçüncü evrede vermektedir ve dördüncü ile beşinci evrelerde yapılması zorunlu cerrahi müdahalede ise başarılı sonuç elde edilememektedir. Yenidoğan tüm bebeklerin ilk bir ay içinde göz muayenesinin yapılması sadece ROP değil, birçok göz hastalığı, göz tansiyonu, göz tembelliği, gözyaşı kanalı tıkanıklığı ve şaşılık gibi zamanında tanısının konması ve başarılı tedavi olanağını sağlaması açısından da önemlidir.

Yayın Tarihi: 
Salı, Haziran 13, 2023