PENİL PROTEZLER
Penil protezler, sertleşme problemi olan
erkeklerin ereksiyon olmalarını sağlamak için penis içine yerleştirilen
cihazlardır ve sertleşme problemi olan erkeklede diğer tedaviler başarısız
olduktan sonra önerilen bir tedavidir. Hasta tüm tedavileri denemiş (tadalafil
grubu ilaçlar ya da intrakavernozal tedaviler)
yine de cinsel aktivite için yeterli ereksiyon yetisini geri kazanamamış
ise penil protezler düşünülmelidir.
PROTEZ TÜRLERİ
Penil protez türleri, şişirilebilir ve yarı
sert (bükülebilir) olmak üzere iki çeşittir. En yaygın kullanılan penil protez
türü olan şişirilebilir protezler ereksiyon oluşturmak için şişirilebilir ve
ilişki sonrası söndürülebilir.
Üç parçalı şişirilebilir protezler, karın
duvarı altına yerleştirilmiş sıvı dolu bir rezervuar (su deposu), testis
torbası içine yerleştirilmiş bir pompa, bir tahliye vanası ve penis içinde iki
şişirilebilir silindir içerir. Her parçası vücudun içindedir. Dışarıdan
bakıldığında hastanın proteze sahip olduğu anlaşılmaz. Üç parçalı şişiilebilir
potezler en doğal ve sert ereksiyonu oluşturur. İki parçalı şişirilebilir
protez ise rezervuar gerektirmez ancak üç parçalı implanta kıyasla daha az sert
ereksiyon sağlar. Yarı sert protezlerin ise daha az parçası vardır daha kolay
bir cerrahi işlem gerektirir. Ancak penis her zaman biraz sert haldedir ve
kıyafetlerin içinde kontrol etmek zorlaşabilir. Gizlenmek için vücuda doğru
bükülmesi gerekir.
PENİL PROTEZ TAKILMA AŞAMASINDA HASTAYI
NELER BEKLER?
Penis/Penil protez cerrahi öncesi:
Tıbbi öykü: Doktorunuz tarafından geçmiş
dönem ve günümüz sağlık durumunuzla ilgili birtakım sorular sorulacaktır.
Geçirdiğiniz ameliyatlar, kullandığınız ilaçlar, daha önce sertleşme sorunu
için kullandığınız tedaviler not edilecektir. Tüm bu sorular ve cevaplar gizli
kalacaktır.
Fizik muayene: Penis/Penil protezin sizin
için en uygun tedavi olduğuna karar vermek için kapsamlı bir ürolojik
muayeneden geçmeniz gerekmektedir. Protez kararı verilen hastalarda özellikle
genital bölgesinde ameliyat öncesi aktif cilt hastalığı olmaması gerekir.
Penis/Penil protez cerrahisi kararı verilen
hastalarda ameliyat öncesinde, Diyabet hastalarında şekerin kontrol altında
olması, Sigara kullanımının bırakılması , Kan sulandırıcı ilaç kullananların
doktor kontrolünde ilacını kesmesi ve gerekirse yerine yine doktor önerisiyle
başka bir ilaç kullanması önemlidir. Hasta ameliyat için hastaneye yattıktan
sonra ameliyat öncesi enfeksiyonu önlemek amacıyla damardan antibiotik
verilecek ve yine enfeksiyon riskini azaltmak için hemen ameliyat öncesi
genital bölge temizliği yapılacaktır.
Penis/penil protez ameliyatı:
Ameliyat için genel anestezi veya bölgesel
(spinal anestezi) uygulanabilir. Cerrahi
işleminin süresi genellikle 45 dakika ile 1 saat arasında değişebilir. Ameliyat
sonrası hastalara idrar yolu sondası ve cerrahi dren uygulaması yapılabilir.
Sonda genellikle ertesi gün, cerrahi dren ise 2-3 günde alınır. Hastanede kalış
süresi en fazla 3 gündür. Hastaneden taburcu olurken kullanmanız için
antibiotik ve ağrı kesici yazılacaktır. İyileşme döneminde penis/penil protez
yarı şişirilmiş olarak bırakılır ve doktor kontrolüne gideceğiniz 1 hafta
sonrasına kadar böyle kalır. 1 hafta sonra kontrole gittiğinizde doktorunuz
tarafından pompanın çalıştırılması tarafınıza öğretilecek ve ilişkiye
gireceğiniz güne kadar şişirme ve indirme yapmanız istenecektir.
10 gün boyunca atletik suspansuar külot
giyilir. Ameliyattan 2-3 gün sonra banyo yapmanıza izin verilir. Dikişler
kendiliğinden eriyeceği için alınmasına gerek yoktur. Ameliyattan sonra 1-2
hafta boyunca peniste ve skrotumda hafif ağrı ve şişlik olabilir. Yine ameliyat
sonrası 6 hafta boyunca ağır egzersizler ve ağır kaldırmalardan kaçınılmalıdır.
Penis protez sonrasında cinsel ilişkiye 4-6 hafta sonra izin verilir.
Penis/Penil protez konulan hastalarda fizyolojik şartlara benzer boşalma ve orgazm
normal cinsel ilişkideki gibi sağlanır.
PENİS EĞRİLİĞİ
Penis eğriliği, penisin ereksiyon esnasında
normalde düz olması gerekirken aşağıya, yukarıya veya yana doğru eğilmesidir.
PENİS EĞRİLİĞİ NEDEN OLUR?
Penis eğrilikleri doğuştan (penil kurvatür)
veya erişkin yaşlarda sonradan (Peyronie hastalığı) olabilir.
Doğuştan olan penis eğriliği (Penil
kurvatür):Doğuştan olan penis eğriliğinin sebebi henüz bilinmemektedir ancak
öne sürülen bazı teoriler bulunmaktadır. Penisin yapısında; ereksiyonu sağlayan
kan damalarını içeren iki süngerimsi doku (korpus kavernosum) ve içerisinde
idrar yolunun (uretra) bulunduğu bir süngerimsi doku (korpus spongiosum)
bulunmaktadır. Doğuştan bu süngerimsi yapıların birinde gelişme geriliği veya
orantısız büyüme olduğunda penis ereksiyon esnasında az gelişmiş tarafa doğru
eğilmektedir. Çoğunlukla bu eğrilik aşağıya doğrudur ancak yanlara nadiren de
yukarıya doğru olabilir. Erişkin yaşlardaki penis eğriliği (Peyronie
hastalığı):Hastalığı ilk defa tanımlayan Fransız cerrahın ismi ile anılan
erişkin yaşlardaki penis eğriliği (Peyronie hastalığı); genellikle 50 yaşından
sonra, penisin sertleşmeyi sağlayan süngerimsi dokularını çevreleyen ve
ereksiyona katkı sağlayan dış kılıfında (tunica albuginea) kireçlenme
(fibrozis) ile ortaya çıkarak peniste şekil bozukluğuna sebep olabilmektedir.
PENİS EĞRİLİĞİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Cinsel ilişkiye girmeyi zorlaştıran 30
derecenin üzerindeki eğrilik açısı varlığında veya kişisel estetik kaygı nedeniyle
başvuran hastalarda cerrahi tedaviler (ameliyat) tek seçenek olarak
uygulanmaktadır. Doğuştan olan penis eğriliği ile başvuran hastalarda penis
boyu genellikle normalden uzundur. Bu nedenle çoğunlukla az gelişmiş tarafın
(eğrilik yönünün) karşı yönünde penis kısaltıcı teknikler (Nespit, Plikasyon
cerrahileri) tecrübeli ellerde %85 oranında başarı ile uygulanmaktadır. Cerrahi
tedaviden sonra hastalar genellikle bir gün hastanede kalmakta, 7-10 gün sonra
yara iyileşmesi için kontrole çağrılmakta ve altı hafta sonra cinsel ilişkiye
girebilmektedir. Ancak cerrahi tedaviler sonrasında; beklenenden fazla penis
kısalması, peniste uyuşma hissi, sertleşme bozukluğu, cilt altında ele gelen
cerrahi düğümler ve tekrarlayan eğrilikler olabilmektedir.
PENİS UZATMA
Suspansatuar ligaman penisi leğen kemiğine
asan bağa verilen isimdir. Bu bağlar penisin ereksiyon halinde yukarı doğru
bakmasını sağlar. Bu bağların kesilmesi ile penisin iç kısmı dışarı doğru çıkar
ve yaklaşık olarak 2-4 cm arasında uzama sağlanır. Erekte halde penis daha
yatay duracağı için penis erekte iken de bir miktar daha uzun görünür. Ameliyat
esnasında bağın %90-95’lik kısmı kesilmeli ve penis tamamen
serbestleştirilmelidir. Penisin arka kısmında bulunan damarlara zarar
verilmemesi çok önemlidir. Tecrübeli ellerce yapıldığında risk barındırmayan
bir cerrahidir.
P – SHOT
PRP, Platelet Rich Plasma’nın (kan
pulcuklarından zengin plazma) kısaltmış adıdır. Genel olarak kişinin kendi
kanından bazı özel işlemler ile elde edilen içinde yara iyileşmesini, yeni doku
oluşumunu, yeni damar oluşumunu ya da damarların eski esnekliğine kavuşmasını
sağlayan özel büyüme faktörlerini içeren plazma sıvısıdır. Diğer organlarda
olduğu gibi PRP, peniste içine kan dolup kanı hapseden özel damarsal yapıların
hücrelerinin yenilenmesini ve yeni damar oluşumunu sağlamaktadır. Penis
içerisinde hücre ve doku yenilenmesi ve gençleşmesi sağlanarak penis içerisine
dolan kanın miktarı yükselmekte ve penisin daha çok beslenmesi, sinir
dokularının daha etkin çalışması, hassasiyetinin yükselmesi, ereksiyon
kalitesinin artması ve boyutunda da pozitif değişiklikler olması izlenmektedir.
TESTİS PROTEZİ
Testis protezi herhangi bir nedenle
testisin alındığı veya hiç gelişmediği durumlarda testise yerleştirilen yapay
protezlerdir.
VARİKOSELEKTOMİ – MİKRO VARİKOSELEKTOMİ
Varikosel tespit edilen spermogram parametreleri
bozulmamış ancak ağrısı olan hastalarda, ameliyat sonrası dönemde ağrının devam
edebilmesi riski nedeniyle öncelikli olarak ameliyat düşünülmemelidir. Ameliyat
olması önerilen hastalar; spermogram tetkikinde bozukluk saptanan hastalar,
daha önceki dönemde çocuk sahibi olmasına rağmen şu an çocuk sahibi olamayan
hastalar ve zaman içerisinde kötüleşme ihtimali olması nedeniyle yüksek
dereceli varikoseli olan hastalar olarak sıralanabilir. Testislerde ve kasık
bölgesindeki ağrısı diğer yöntemlerle geçmeyen hastalarda da varikoselektomi
ameliyatı yapılabilir. Tedavide varikosel hastalığının tespit edildiği
taraftaki kasık bölgesindeki cilt dokusu yaklaşık 3-4 cm’lik bir kesi ile
açılır. Testise giden damarlar ortaya konulur. Genişleyerek özelliğini kaybetmiş
olan damarlar bağlanarak kullanılmaz hale getirilir. Bu aşamada testise temiz
kan götüren atardamar (arter),testisin lenf akımını sağlayan lenfatik damarlar
ve testisten spermleri taşımakla görevli olan vaz deferens adı verilen kanal
dikkatle korunur. Ameliyatın mikroskopik yöntemle yapılması cerrahi başarı
şansını arttırırken, gelişebilecek olası komplikasyon ihtimalini de azaltır.
Ameliyat sırasında lenfatik damarlar, bağlanan yapısı bozuk toplardamarlardan
dikkatlice ayrılmaz ise; ameliyat sonrası dönemde “Hidrosel” adı verilen testis
dokusu etrafında lenfatik sıvı birikmesi ile kendini belli eden durum meydana
gelebilir. Varikosel ameliyatı sonrası dönemde bir günlük istirahat sonrası
günlük faaliyetler yerine getirilebilir. Yaklaşık 2 hafta sonra aktif cinsel
hayata ve yaklaşık 4 hafta sonra ağır iş hayatı ve egzersize dönüş mümkündür.
Ameliyat sonrası dönemde 3 ayda bir olarak spermogram ile takip yapılır.
Ameliyatın 6. ayında spermogram parametrelerinde düzelme olan hastaların 9. ve
12. aylarında iyileşmeye dair bulgular daha da belirgin hale gelmektedir ancak
6. ayda hala düzelme sağlanmayan olgularda takip eden dönemde ek bir düzelme
beklenmemeli, ek tedavi seçenekleri değerlendirilmelidir.
EPİDİDİM KİSTLERİ VE SPERMATİK KORD
KİSTLERİ EKSİZYONU
Epididim kisti kendiliğinden yok olmaz.
Ancak çoğu olguda hastaya da bir sorun yaşatmaz. Bu nedenle epididim
kistlerindeki temel prensip kist hastada bir semptoma yol açmamışsa yıllık
rutin muayenelerle hastayı izlem altında tutmaktır. Bir grup hastada ise kistin
vücuttan çıkarılması daha doğru bir tercihtir. Çünkü kist büyümüş olabilir.
Büyüyen kist de ağrı, enfeksiyon, kanama, meni kanalına baskı ve dolayısıyla
infertilite gibi sorunlara yol açabilir. Epididim kistlerinin boyutu 10-15
cm’lere kadar ulaşabilir. Epididim kistinin tedavisi cerrahidir. Bu tip kistler
için bir ilaç tedavisi yoktur. Deneyimli ürologlar tarafından yapıldığında
başarı oranı yüksek bir ameliyattır. Skrotum üzerinde açılan küçük bir kesiden
operasyon yapılır. Kiste ulaşılır ve epididim kisti kesilerek vücut dışına
çıkarılır. Ameliyatın esnasında meni kanallarına zarar verilmemesi oldukça
önemlidir. Hasta genellikle ameliyattan 1 gün sonra taburcu edilir. 1 hafta
kadar da evde istirahat etmek önerilir.
HİDROSEL – SPERMATOSEL
Erkek üreme organı testis çift tabakalı zar
biçiminde koruyucu bir kılıf ile sarılıdır. Bu iki tabaka arasında bir miktar
sıvı bulunur. Hidrosel, testisleri çevreleyen kılıfların arasında normalden
daha çok sıvı bulunması durumudur. Halk arasında torbaların şişmesi, su
toplaması, su fıtığı olarak da ifade edilmektedir. Normalde testis ile bu
zarlar arasında, testisin kayganlığını sağlamak için 0,5-1 ml. sıvı bulunurken
hidrosel oluşumunda bu miktar 100–200 ml. hatta bazen çok daha fazla hacimlere
ulaşabilir. Çocukluk çağında görülen fıtıksız hidrosellerde tedavi için 2
yaşına kadar beklenir. Bu sürede düzelme olmazsa cerrahi olarak düzeltilir.
Fıtık ile beraber görülen hidroseller ise, tanı konulduğu anda cerrahi olarak
düzeltilmelidir. Genellikle testislerin bulunduğu torba üzerinden yapılacak bir
kesiyle yapılır. Bu kesiyle içerideki sıvı boşaltılır ve tekrar olmaması
açısından farklı yöntemlerle bu sıvının oluşturduğu boşluk kaldırılır. Bu
ameliyatın mümkün olduğu kadar küçük bir kesi üzerinden yapılması iyileşme
sürecini ve iyileştikten sonraki ameliyat yarasını daha estetik şekilde
tutacaktır.
ORŞİOPEKSİ (İNMEMİŞ TESTİS AMELİYATI)
Testisin (veya “testislerin”) skrotuma
(penisin altındaki deri kesesi) inmemesine inmemiş testis “kriptorşidizm,
hidden veya undescended testicles” denir. Bu durum genellikle nadir görülmekle
beraber, genellikle erken doğan bebeklerde görülür. Testis kendiliğinden
inmezse, tedaviye ihtiyac olacaktır. Tedavinin amacı sperm ve hormon yapısında
oluşabilecek problemleri önlemek ve ilerde normal insanlara göre 7-14 kat fazla
görülen testis kanseri gelişimi riskini azaltmaktır. Ameliyat 1 yaş civarında
veya en geç ilk 18 ay içinde yapılmalıdır. İnmemiş testisin temel tedavisi,
cerrahi yöntem ile testisin skrotuma (orchidopeksi) taşınmasıdır. Bu ameliyatla
% 100’e yakın başarı sağlanır. Eğer bir testis ilk 6 ayda full bir şekilte
skrotuma inmemişse , ameliyat sonraki 1 yıl içinde mutlaka yapılmalıdır. Geciken tedavi, ileride testis
kanseri ve/veya kısırlık riskini artırabilir. Palpabl bir testis için cerrahi
iki kesi ile yapılır: biri testisin bulunduğu alana, diğeri testisin skrotuma
yerleştirileceği alana yapılır. Non-palpable testis için laparoskopik ile
muayene gerekebilir, testisin yerini belirlemek için en iyi yoldur, bunun için genel
anestezi gereklidir. Gerekirse laparoskopi ile testisin tamamen çıkarılması
veya normal konumlandırılması
yapılabilir.
BÖBREK KİSTİ EKSİZYONU
Böbrek kisti tanısı radyolojik tarama
yöntemleri ile konur. Sıklıkla rastlantısal olarak teşhis edilirler. Hasta
başka amaçlar girdiği ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT) yada
manyetik rezonans (MRG) görüntülemeleri sonuçlarından böbrek kisti ile
karşılaşır. Kistin büyüyerek baskı yapmadığı durumlarda cerrahi müdahale
gerekmez. Ancak büyümüş ve çevre organlara baskı yapmış kistlerin
dekortikasyonu yani duvarının yırtılarak içinin boşaltılması gerekir. Tedavide içi boşaltılan kist keseciğine ilaç
enjektesi yöntemi ile tekrar büyümeleri engellenir. Güncel tedavi yöntemi
olaraksa laparoskopik cerrahi ile kistin eksizyonu yöntemi tercih edilir.
Böbrek kistinde uygulanan tedaviler:
Delme-Kist boşaltım: Ultrasonografi
eşliğinde kistin içi iğne ile boşaltılarak içine yeniden kist oluşumunu
engelleyecek ilaçlar verilir. Cerrahi ile alma: Büyük ve semptomatik
kiste cerrahi tedavi gerekebilir. Laparaskopik olarak gerçekleştirilen cerrahi
ile kist alınır. Laparoskopide hastanını vücudunda bir kaç küçük delik açılır
ve kamera ile girilerek kist alınır.
BÖBREK TAŞLARINDA TEDAVİ
İdrar kanalını tıkayan, büyük boyutlu ve
şekilli taşlar kendiliğinden düşemeyeceği için opere etmek gerekir. Kesi
olmadan tamamen endoskopik olarak idrar kanalından girilerek lazer yardımı ile
taşlar kırılır ve toplanır. Suyun etkisi ile idrar kanalı taşının böbreğe geri
kaçabilmesi olasılığı ile kıvrılabilme özelliği olan böbrek içindeki taşlara
ulaşabilen flexible cihazların olduğu
bir merkezde ameliyat olunması hasta yararınadır. böbrek içindeki daha büyük
taşlar ise hasta yan tarafından 1-2 cm lik kesiden gönderilen endoskopik
cihazlarla temizlenebilmektedir. idrar kanalı taşlarında hastanede yatış süresi
1 gün olup hasta ertesi günü sosyal ve iş yaşamına dönebilmektedir.
TUR PROSTATEKTOMİ (İYİ HUYLU PROSTAT
BÜYÜMESİNDE CERRAHİ TEDAVİ)
Kesik kesik işeme, sık idrara çıkma, idrar
yaparken yanma, idrar tazyiğinde zayıflık, uykudan idrar isteği ile uyanma,
işedikten sonra idrarı tam boşaltamamış hissi ve ani gelen idrar yapma hissi
gibi şikayetler iyi huylu prostat büyümesinin bulguları olup, ilaçlardan fayda
görmeyen hastalara prostat operasyonu uygulamak gerekir. Bu operasyon kesi
olmadan tamamen endoskopik olup hastanede kalış süresi 1-3 gündür. Genel
kanının aksine, ameliyat sonrası idrar kaçırma riski neredeyse yok denecek
kadar azdır ve operasyon sertleşme durumunu etkilememektedir.
NTERNAL ÜRETROTOMİ (İDRAR KANALI
DARLIĞINDA CERRAHİ TEDAVİ)
İdrar tazyiğinin çok ince olması ve
zorlukla işeme gibi şikayetlerde idrar kanalı darlıkları unutulmamalıdır.
geçirilmiş idrar yolu enfeksiyonları, önceki operasyonlarda takılan idrar
sondaları gibi bir çok nedenden dolayı idrar kanalı darlığı gelişebilmektedir.
Endoskopik olarak gerçekleştirilen operasyonlarla hastanede 1 gecelik yatış ile
darlık giderilebilmektedir.
TUR
MESANE (MESANE KANSERİNDE ENDOSKOPİK TEDAVİ)
Mesane tümörünün bir transüretral
rezeksiyonu (TUR-MT) mesane kanseri tedavisinin ilk ve en önemli basamağını
oluşturmaktadır. TUR-MT'in amacı, teşhisi doğru koymak ve görünen tüm tümörleri
tamamen ortadan kaldırmaktır. Kanserin patolojik teşhisi, yaygınlık derecesi ve
tedavi planlaması için bu ameliyat çok önemlidir. İlk başvuruda mesane kanserlerin
%70-75’i yüzeyel kanserlerdir ve bunların ilk basamak tedavisini TUR-MT
oluşturmaktadır. TUR-MT de amaç, kanser hücrelerini ve çevre dokuları mesane
duvarının kas tabakasına kadar çıkarmaktır. Genel anestezi ya da lokal anestezi
altında idrar kanalından girilerek yapılan kapalı endoskopik bir ameliyattır.
İşlemden sonra idrar yaparken biraz kanama ve ağrı olabilir. Genellikle ertesi
gün eve gidebilir, bir veya iki hafta içinde normal günlük hayatınıza
dönebilirsiniz.
İDRAR KAÇIRMA AMELİYATLARI – ÜRETRA ASKI
AMELİYATLARI
İnkontinans, kişinin istem dışı idrar
kaçırması durumudur ve hastayı sosyal ve hijyenik olarak rahatsız eder. Stres
inkontinans, öksürüp hapşırma, ıkınma, ani ayağa kalkma ve hareket etme gibi
durumlarda görülen ve sıklıkla bayanlarda rastlanan istem dışı idrar kaçırma
şeklidir. Stres inkontinans vajinal yolla zor doğum yapanlarda, çok sayıda
doğum yapanlarda ve obez (kilolu) kadınlarda daha sık görülür. Menapoz sonrası
kadınlarda idrar kaçırma görülme oranı artar. Hastalığın şiddeti kişiden kişiye
değişebilir. “Stres tipi” idrar kaçırmada çok yüksek 2 ameliyat yöntemi vardır.
Bunlar TOT ve TVT (transvaginal tape uygulaması ve transobturator tape
uygulaması) ameliyatlarıdır. Her iki ameliyat genellikle bir gece hastanede
kalınmayı gerektirecek ve ameliyat süreleri de 1 saat olacak kadardır. TOT ve
TVT ameliyatlarında temel prensip, vajinal yoldan yapılan girişimle normalden
aşağı sarkmış pozisyondaki mesane boynunu özel askı materyalleri ile kaldırıp
pelvis kemiğine asmaktır. TOT/TVT ameliyatı sonrası dönemde hastaların dikkat
etmesi gerekenler, 6 hafta cinsel
ilişkiden kaçınılma, ağır kaldırmaktan en az 2 hafta kaçınmak, kabızlık gibi
karın içi basıncını artıracak herşeyden kaçınmak, Sebze, meyve, tam tahıl
gıdalar tüketmek, Yeterli miktarda sıvı almaktır.(idrarınız berrak veya hafif
sarı olmalı)
SİSTOSEL – REKTOSEL (VAGİNAL BÖLGEDEN ORGAN
SARKMASI AMELİYATLARI)
Kas ve bağ dokusundaki güçsüzlük ve
yetersizlik nedeniyle kalça kemiği içindeki organların vajinadan dışarı çıkması
durumudur. Pelvik organ prolapsusu (sarkması), vajinaya sarkan bölgeye göre
sınıflandırılır. sarkma tedavisi istanbul
1-
SİSTOSEL: Vajen ön duvarındaki güçsüzlük nedeniyle idrar kesesinin
sarkmasıdır.
2-
2- REKTOSEL: Vajen arka duvarındaki güçsüzlük nedeniyle kalın
barsakların sarkmasıdır.
3-
3- TOTAL PROLAPSUS: Rahim, rahim ağzının tamamen vajinadan dışarı
çıkmasıdır.
4-
4- KAF PROLAPSUSU: Daha önce rahmi alınmış hastalara vajen tepesinin
dışarı çıkmasıdır.
Vajinal yoldan spinal anestezi veya genel
anestezi ile yapılır. İdrar Torbası üzerinde sarkmış olan fazla vagen kısımları
serbestleştirilerek eksize edilir. Yırtılmış olan veziko-vajinal fasya tamir
edilir ve vajinal mukozal doku bütünlüğü sağlanır. Stres tip idrar kaçırması eş
zamanlı var ise TOT operasyonu da sistosel onarımına eklenir. Hastane ortamında
yapılacak bu cerrahi ameliyat için 1 gece kalmanız istenecektir. Eriyen
dikişlerle yapılan ameliyatınızda uzun süreli yatışlara gerek olmayacaktır.
İşlem adet sonrası yapılmalıdır. Çünkü, enfeksiyona açık hale gelen vajene adet
sırasında cerrahi müdahale yapmak çok mantıklı olmayacaktır.
GENİTAL SİĞİL (KONDİLOM) CERRAHİ TEDAVİSİ
HPV mikroorganizmasının sebep olduğu
genital siğillerin en kesin ve doğru tedavisi siğilleri eksize etmek (çıkarmak)
ve yakmaktır. Bu tedavi sonrası bile terkrarlama olasılığı çok yüksek
olmasından dolayı operasyon sonrasında 3 haftalık özel bir tedavi planlanmalıdır.
Bu tedavi ile %95 nüks riski azalmaktadır.
MESANE İÇİNE BOTOX UYGULAMASI (İLACA
DİRENÇLİ İDRAR KAÇIRMADA)
Aniden idrar hissi ile tuvalate yetişemeden
idrar kaçırmada ilaçlardan fayda görmeyen hastalara uygulanan , gayet başarılı
sonuçlar elde ettiğimiz tedavi yönetimir. İşlem günübirlik olup yatış
gerektirmemektedir.
G-SHOT
O-SHOT
Çeşitli nedenlerle orgazm problemi yaşayan
kadınlarda ameliyatsız tedavi şekillleridir. Çeşitli mezoterapi ürünleri ve PRP
ile yapılır. Poliklinik şartlarında anesteziye gerek duyulmadan yapılır.
Hastanede yatış ya da takip gerekmez. İşlem sonrası hasta günlük hayatına devam
edebilir. Etkisi 2-3 HF içerisinde görülmeye başlar. Pansuman ve ekstra bakım
gerektirmez.
LABİOPLASTİ
Dünyada en çok yapılan genital estetik
ameliyattır. Dudak yapılarından dolayı sıkıntı yaşayan cinsel hayatı olsun
olmasın herkese yapılabilir. İşlem sonrası hastanede yatmaya gerek yoktur.
Anestezi ile ve ameliyathanede yapılır. Dikiş alma gibi bir süreç yoktur ve iz
kalmaz. Yara bakımı ve nasıl pansuman yapılacağı işlem sonrasında hekim
tarafından anlatılır. Klitorisi kapalı olan kadınlarda orgazmı kolaylaştırır.
Ameliyat sonrası his azalması olmaz tam tersi cinsel hazır artırır.
KLİTEROPLASTİ
Klitoris estetiği de denilen bu ameliyat orgazm
problemi olan kadınlarda orgazmı kolaylaştırır. Cinsel hazzı artırır. Anestezi
ile ameliyathanede yapılır. İşlem süresi kısadır. İz kalmaz. Estetik olarak
dikilir. Dikiş alma söz konusu değildir. Yara bakımı ve nasıl pansuman
yapılacağı hekim tarafından anlatılır. Ameliyat sonrasında hastanede yatmaya
gerek yoktur.
PERİNOPLASTİ
Doğumdan kalan dikiş izlerini ya da daha
önceden çeşitli hastalıklar nedeniyle oluşan yara izlerini silme ameliyatıdır.
Aynı zamanda Vajen girişini daraltma ve düzeltme işlemidir. Anestezi ile
ameliyathanede yapılır. Hastanede yatış gerektirmez. Estetik olarak dikiş
atılacağı için dikiş alma süreci olmaz ve iz kalmaz. Hasta Günlük yaşamına iki
üç günde dönebilir. Hastaya Yara bakımı ve pansuman nasıl yapılacağı ile ilgili
bilgi ve uymadı gereken kurallar hekim tarafından anlatılır
Genital bölge renk açma işlemi
Poliklinik şartlarında anestezi ihtiyacı
olmadan yapılır. Kremle yapılan işlemlerde sonuç hemen işlem sonrası gözle
görülür hale gelir. Dokuların tam olarak kendi rengine ulaşması 1 ayı bulur.
İşlem sonrası nasıl bakım yapılacağı hekim tarafından anlatılır. Renk açma
işlemine PRP eklenirse renkteki açılma oranı daha fazla olur ve daha canlı,
daha genç bir görüntü elde edilir. Devam kremini düzenli olarak kullanmanızı tavsiye
ederiz.
VAGEN DARALTMA
Bu işlem cinsel ilişki hazzını daha fazla
artırmak için yapılmakta olup, ameliyathane koşullarında 1 saatlik işlemle
yapılmaktadır. Operasyon iz kalmayacak şekilde estetik yapılır ve dikiş
alınmasına gerek yoktur. Hasta 2 gün sonra sosyal hayatına dönebilir.